gece_gozlum (şimdiye kadar 33 posta) | | Gabar Dağı’nda 13 askerimizin şehit edilmesi PKK teröründeki tırmanışın geldiği en son noktadır. Dün de Lice ve Şırnak’ta iki askerimiz daha şehit olmuştur.
Görevleri başında şehit düşen askerlerimizin hatıralarının önünde saygıyla eğiliyoruz.
Terör örgütü, Güneydoğu’da kırsaldaki saldırılarını yoğunlaştırırken, büyük kentlerimizde doğrudan sivil hedeflere dönük bomba eylemlerini de yeniden başlatmıştır. İzmir’de geçen hafta meydana gelen ve bir vatandaşımızın öldüğü patlamalara, önceki gün İstanbul’da Avcılar’daki patlama eklenmiştir.
PKK’ya egemen olan ve kanla beslenen zihniyet, Türkiye’yi yeniden 1990′lı yılların çatışma ortamına sürüklemek istemekte; demokrasiyi, refah arayışını ve toplumsal barışı sabote etmeye çalışmaktadır.
* * *
Abdullah Öcalan 1999 yılı başında MİT’in uçağında Afrika’dan Türkiye’ye getirildiğinde, artık terörün sona erdiğine hükmedilmişti. Tam 8.5 yıl sonra karşımıza çıkan tablo, o tarihte aşırı bir iyimserliğe ve rehavete kapılmış olduğumuzu söylüyor.
Kabul edelim ki, Türkiye, Öcalan’ın yakalanmasını Kürt sorununun çözümü yönünde bir büyük fırsata çevirmekte başarılı olamamıştır.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un geçen hafta “örgüte katılımları önlemekte başarısız olunduğu” yolundaki sözleri, oldukça ileri bir özeleştiriyi içeriyordu.
Demek ki, artık yeni politikalara, araçlara ve söylemlere ihtiyaç vardır.
AKP hükümetine düşen, bir an önce sorunun bütün boyutlarını değerlendirmeye alan, kapsamlı yeni bir strateji oluşturması ve bu konuyu en yaşamsal önceliklerinden biri haline getirmesidir. Hükümetin, bu çerçevede önceliklerini ciddi bir şekilde gözden geçirmesinde yarar vardır.
Bu arada, PKK ile arasına mesafe koyamayan, hatta onu sahiplenmekten çekinmeyen çevrelerin de kendilerine çeki-düzen vermeleri zamanı çoktan gelmiştir.
* * *
Dış politika, hükümetin yeni stratejisinin en önemli alanlarından biridir. Terör örgütünün yönetici kadroları, Talabani ve Barzani’nin yüksek himayeleri altında Kuzey Irak’taki Kandil Dağı’nda üslenmiştir.
Türkiye’nin müttefiki ABD, PKK’nın Kuzey Irak’taki faaliyetlerini yalnızca seyretmekte, Türkiye’nin askeri harekâtını da engellemektedir. Terörü seyretmek ve önlemek için elinizdeki imkânları kullanmamak, terörle suç ortaklığıdır.
AKP hükümeti, ABD’yi bu hareketsizliğinden çıkaracak etkili bir diplomasiyi bugüne dek uygulayamamıştır. ABD’nin Kuzey Irak’taki kayıtsızlığına, Kongre’den Türkiye’yi “Ermeni soykırımı” ile suçlayan bir tasarının geçmesi tehlikesi eklenmek üzeredir.
ABD’yi her iki başlıkta da caydırmanın etkili yolları vardır. Bunlardan biri, ABD’nin menfaatlerinin etkilenebileceğini bu ülkeye hissettirmektir. Örneğin, İncirlik üssündeki Amerikan askeri faaliyetlerinin yavaşlatılması çok etkili bir başlangıç adımı olabilir.
Canı yananların, bunda sorumluluğu olanlara bu acıyı bir nebze hissettirmelerinden daha meşru ne olabilir ki?
|